Siemens, Demiryolu İmalatında Yeşil Dönüşümü Hızlandırmak için "Bogiler İçin Yeşil Çelik" Projesini Büyütüyor

Siemens Mobility, demiryolu üretiminde yeşil çeliğin kullanımını genişletmeye ve Avusturya merkezli voestalpine ile iş birliğini derinleştirmeye devam ediyor. Bu yıl kullanılan çeliklerin %20'sinin CO2 emisyonu azaltılmış malzemelerden temin edilmesi hedefleniyor. Bu iş birliği, Siemens Mobility'nin 2022 yılında başlattığı "Bogiler İçin Yeşil Çelik" pilot projesinin uzantısı niteliğindedir. Yeni anlaşma kapsamında 2025'ten itibaren Siemens'in demiryolu taşıtı üretiminde kullandığı çeliğin %20'si, voestalpine'in düşük karbonlu ürünü "Greentec Steel"'den sağlanacak olup, ileriki yıllarda tedarik hacminin daha da artırılması için potansiyel mevcuttur.

Pilot proje, yıllık 3.000 tekerlek seti üretim kapasitesine sahip olan Avusturya'nın Graz kentindeki Global Bogie Yetkinlik Merkezi'nde uygulanmaktadır. Merkezde düşük karbonlu malzemelerin kullanım oranı giderek artmaktadır. Şu anda demiryolu sektörü—özellikle altyapı yöneticileri—demiryolu bileşen üretimi gibi süreçleri de kapsayan işletme yeşillendirme çabalarını tamamen desteklemektedir. Bu iş birliği, sektörel trende olumlu bir yanıt niteliğindedir.

Voestalpine'in Linz tesisinde üretilen Greentec Çeliği, geleneksel çelik üretimine kıyasla %70'e varan emisyon azalmayı sağlayan CO2-optimizasyonlu bir üretim süreci benimsemiştir. Bugüne kadar Siemens, düşük karbonlu çeliği raylı sistem araçlarının birçok temel bileşeninde, yani dingillerde, lokomotiflerde ve yolcu vagonlarında kullanmış ve gelecekteki projelerde kullanım oranını daha da artırmayı planlamaktadır. Bu düşük karbonlu çelik için voestalpine, Eylül ayının ortasında Siemens'e bir sera gazı emisyonu beyan sertifikası vermiş, malzemelerin tam yaşam döngüsü boyunca izlenebilirliğini sağlamış ve Siemens'in tedarik zinciri sürdürülebilirliği ve şeffaflığı konusundaki kararlı taahhüdünü göstermiştir.

Siemens Mobility'nin sürdürülebilirlik stratejisinin temel bir uygulaması olarak yeşil çeliğin kullanımı, kendi operasyonlarından kaynaklanan CO2 eşdeğer emisyonlarını 2030 yılına kadar %90 oranında azaltma ve 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır sera gazı emisyonu hedefine ulaşma gibi uzun vadeli iklim hedeflerine ulaşmak açısından kilit öneme sahiptir.